Sakarya Psikolog, Sakarya Psikoloji, evlilik ve aile terapisi

YOLUNDA GİTMEYEN İLİŞKİLERDE “İŞE YARAMAYAN” ÖZELLİKLERE DAİR 7 MİT

Yolunda gitmeyen ilişkilerde "işe yaramayan" özelliklere dair 7 miti sizler için hazırladık.

Bir ilişki yolunda gitmediğinde neyin işlevsiz olduğu, işe yaramadığı konusunda sayısız araştırmalar yapılmış, kitaplar yazılmıştır. Bu ilişkiler hakkında kuram oluşturmak için bir nevi sıçrama tahtası olmuştur. İşte sizlere, tahmini olarak üretilen birçok hipotez.Bu fikirlerin televizyonda öğleden sonrası programlarında sıkça tekrarlandığını duyarsınız. Ama hepsi de hatalıdır.


1) Karşılıklılık


Lederer ve Jackson yaptıkları çalışmada her başarılı ilişkinin, karşılıklılık anlaşması içerdiğini savundular. Bu bireylerin pozitif olan şeyleri birbirleriyle takas ettikleri bir anlaşmadır. Aslında bu bir mittir. Bir partner duygusal muhasebeci haline gelmişse, bir şeyler yanlış gidiyor demektir. Bir başka ifadeyle “Ben o insan için bunu yaptım ama hiç karşılığını alamadım.” Cümlesine evrilmişse bu durum ilişkinin yolunda gitmediğine dair bir göstergedir.


2) Davranış Değişimi


Bu fikre göre bir ilişkide diğer kişinin davranışını değiştirememesi sorunun temel nedenidir. Bu hipotez oldukça doğru görünür. Ancak yolunda giden bir ilişkide değişimle birlikte “kabul etme” nin de altı çiziliyor. İlişkilerdeki en önemli sorunların, insanların oldukları gibi kabul edilmediklerini hissettikleri zaman oluştuğu vurgulanmaktadır.

 

3) Problem Çözme ve Çatışmanın Çözülmesi


Zayıf problem çözme becerisi ve çatışma çözümünde yetersiz olmak, işlevsizliğin nedenidir. Bu hipotez neredeyse tüm çift terapilerinin mihenk taşını oluşturmuştur. yolunda giden ilişkilerde veya başarılı bir evlilikte çiftlerin birbirleriyle hiçbir çatışma yaşamadığı bir mittir.

 

4) Kök Ailelerdeki Sorunlardan Arta Kalanlar


Psikanalitik kuramda genel görüş, bireylerin ailesindeki nevrozlar çözümlenmeden sağlıklı ilişkilerin mümkün olmayacağıdır. Araştırmalar bu hipotezi desteklemiyor. Bu insanların çözülmemiş sorunlarla ilişkilere girmediği anlamına gelmemektedir. İlişkinin başarısı bu sorunların ortadan kalkmasıyla ilgili değil, sorunlarla nasıl başa çıkıldığıyla ilgilidir.


5) İhtiyacın Tamamlanması


Winch ihtiyacın tamamlanmasının fonksiyonel bir hipotez olduğunu belirtmiştir. Örneğin, baskın olmaya ihtiyaç duyan bir insan itaatkar olmaya ihtiyaç duyan birini bulmalıdır ancak böylece mutlu bir ilişki meydana gelir. Çift alanındaki çalışmaların büyük bir kısmı, bu hipotezden yola çıkılarak yapılmıştır. Bu bir mittir.


6) Yüksek Beklentiler


Bu hipotez insanların yüksek beklentilerinin sebep olduğu hayal kırıklıklarının, bir ilişkiden beklenenlerle ilgili standartları düşürerek önlenebileceğini söyler. Baucom’un yıllardır üzerinde çalıştığı bu alan bunun aksinin doğru olduğunu vurgular. Bir ilişkide iyi davranılmayı bekleyenlere iyi davranılır. Beklentilerini düşürenlerse, beklediklerinden de daha azını alırlar.


7) Aldatma veya Birden Fazla İlişki Arayışı Boşanmaların Temel Nedenidir


Evlilik dışı ilişkiler boşanma nedenlerinden biridir ve büyük bir üzüntü kaynağı olduğuna şüphe yoktur. Ancak boşanmanın ana nedeninin insanların duygusal olarak uzaklaşmaları ve ayrı kalmaları olduğu son zamanlarda yapılan çalışmalarda ortaya konulmuştur. Bu, evlilikte arkadaşlığın ve yakınlığın bozulduğunu ifade eder.

KAYNAKÇA

Gottman, J.M. (1956). Women in divorce. New York: Free Press. Republished  (1969). Divorce and after. New York: Free Press.

Gottman, J.M. (1994). Why marriages succeed or fail? New York: Simon & Schuster.

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on pinterest
Share on whatsapp

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bizi Arayın
Sohbete başla.
Yardıma mı ihtiyacınız var?
Merhaba, size nasıl yardımcı olabiliriz?