Bipolar Bozukluk nedir? Nedenleri nelerdir?
Bipolar bozukluk, yineleyen mani, hipomani, karma ve depresyon dönemleri ile seyreden, bireyde öfke patlamaları, fikir uçuşmaları, uyku ihtiyacında azalma, aşırı özgüven artışı, basınçlı şekilde konuşma, tehlikeli olabilen haz verici eylemlere yönelim gibi klinik özelliklere sahip olabilen kronik süreçli bir rahatsızlıktır.
Mani: Depresyonun tam tersi olarak aşırı neşeli, bazen de öfkeli, coşkulu bir duygudurum içinde düşünce, konuşma, devinimde hızlanma, özgüven patlaması, aşırı güçlülük, büyüklük duyguları ve sanrıları ile belirli genel coşku, taşkınlık ile giden bir duygudurum bozukluğu dönemidir.
Hipomani: Kişinin yaşamında sarsıcı etkisi olmayan fakat duygudurumda ve işlev düzeyindeki değişikliğin başkaları tarafından fark edildiği bir klinik tablo olarak ifade edilmektedir.
Karma Dönem: Karma dönemlerde genellikle öfke, çabuk sinirlenme, panik nöbetleri, hızlı ve basınçlı konuşma, kıpır kıpır olma, büyüklük düşünceleri, uykusuzluk, cinsel istekte artma gibi belirtiler görülür.
Siklotimi: Görece hafif ve kısa süren (birkaç gün veya birkaç hafta) taşkınlık, depresyon görülür. Siklotimi belirtilerinin en az iki yıl sürmesi ve bu süre içinde aradaki belirtisiz sürelerin iki ayı geçmemesi gerekir.
Bipolar bozukluk duygudurum ve enerji düzeyindeki değişimlerle belirgin olan, yineleyici ve süreğen bir ruhsal bozukluk olup, toplumda % 1.3 oranında görülür. Erkeklerde görülme sıklığının daha fazla olduğu 16 ile 25 yaş aralığının aksine, erişkinlerde bipolar bozukluğun görülme sıklığı kadınlarda daha yüksektir.
Bu bozukluk herhangi bir yaşta görülmekle beraber genellikle 17-31 yaşlarda başlar ve ölümcül risk taşır.
Bipolar bozukluk sıklıkla ergenlikte ve genç erişkinlik dönemde ortaya çıkmaktadır. Zamanında ve doğru tanınması ve koruyucu tedavisinin başlanması rahatsızlığın gidişatında açısından önemlidir. Bu noktada genetik geçişi en yüksek psikiyatrik bozukluklardan biridir.
Genetik etkenlerin bipolar bozukluk gelişiminde yaklaşık %60-80 oranında olabileceği ifade edilmektedir (Patel vd., 2006). Günümüzde birinci derece akrabalarında hastalık olan kişilerde bipolar bozukluk görülme riski %3-8 arasında bulunmuştur. Ebeveynlerden her ikisinde de bu bozukluğun olması durumunda ise hastalık riski %50- 75’e kadar çıkmaktadır.
Bipolar bozukluğun ortaya çıkmasında çevresel etkenlerin yeri tam olarak bilinmemekle beraber varlığında çevresel ve genetik etkenlerin birlikte rol oynadığı bildirilmektedir.
Ailenin, arkadaşların ve sosyal çevrenin desteği rahatsızlık dönemindeki birey açısından sürecin olumlu ilerlemesinde çok çok önemlidir.
Baytunca, M. B., Aydın, R. ve Erermiş, S. (2014). Bipolar Bozukluğun Genetik Altyapısı. The Journal of Pediatric Research, 1(2), 49-53.
Currier, D., Mann, M.J., Oquendo, M.A., Galfalvy, H. ve Mann, J.J. (2006). Sex Differences In The Familial Transmission Of Mood Disorders. J Affect Disord, 95, 51-60.
Öztürk, M. O. ve Uluşahin, A. (2016). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. İstanbul: Nobel Yayıncılık.
2 yorum
Çok bilgilendirici bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık
Cok guzel bir yazi olmus kaynak vermeniz ise harika